yazın uludağ da bir otelin discosuna annem,babam,mustafa amcam,türkan yengem,kuzenim ömer ile birlikte 5,10 dakikalığa içeri girip içerisini gezerken sesi ağzına kadar açılmış bir müzikle babam ve mustafa amcamın discoda kimseler yokken yaptıkları figürlere çok gülmüştüm,hayatımda ilk defa discoya bu şekilde girmiştim,gece hayatını ve gürültülü patırtılı çok kalabalık yerleri seven bir insan değilim bu yüzden de discoya hiç gitmedim eğer bu uludağdaki otelin discosuna 5,10 dakikalığına içerisini gezmeyi saymazsak. istanbulda eski oturduğum mahallemizin sokağına tarihi hodri meydan tiyatro salonunun yerine airport diye bir discoteyin açılmasından hiç hoşlanmamıştım,insanların yaşam tarzlarına,eğlence anlayışlarına saygı duyuyorum tabii ki ancak insan karşı taraftanda aynı saygısı bekliyor,daracık sokağımızda hafta sonları kendi evimin önüne bile arabamıza yer bulamıyorduk,içkili insanlar çıkıp daracık sokağımızda çok süratli arabalarını kullanıyordu,zaten mahallemizden ilk defa taşınmaya o distetek açıldıktan sonra karar vermiştik,disco ile hatırladığım tek anım bu,hayatımda hiçbir önemli yer işgal etmeyen müzik diye bence gürültünün olduğu bir yer olarak kaldı disco aklımda hep.
saygılarımla
|
gençtik o yüzden ilgimi çekiyordu belki de bilmiyorum. sene 1987 falandı galiba .diskoya ilk girişimde içimin kıpır kıpır ettiğini,çok hoş olduğumu biliyorum. yanıp dönen renkli spotlar, arada verilen sisi çok sevmiştim. ankarada o zamanlar metropol disco, airport, ve f.34 ü hatırlıyorum. şimdilerde aynı tadı alamıyorum.
|
disco ile ilk tanışmam 80 lerin ortalarına denk gelir, tabiki o zamanlar airport dısco ve 54 e gidecek halimiz yok onlar bizi çok aşardı biz ataköydeki saray ve hakan adlı iki küçük disco vardı onlara giderdik, doğru dürüst dans etmesini bilmediğimiz için yeşilçam filmlerindeki disco sahnelerindeki dans eden tipler gibi kafamızı bir o yana bir bu yana sallar dururduk...
|