|
evet arkadaşlar diziyi hatırlıyorum sanırım ilkokula başladığım ilk yıllarda tabi ki trt1 de yayınlanırdı. pazar akşamı ya spor stüdyosundan önce ya da sonraydı. yani pazartesi sendromunun hat safhada olduğu saatler..... annem kardeşimi ve beni banyo yaptırırdı tabi önce kimin yıkanacağına karar vermek için epey önceden kavgaya başlardık "ben önce yıkanayım, yok yok sen önce yıkan" tartışmaları sırasında fonda haftanın maç sonuçları: mersin idman yurdu:1-dsi nilüfer spor:1.... akçaabat sebat spor:0-ankara demir spor:2....... pazar akşamına sıkışmış banyo, "kitaplarımı hazırladım mı, ödevlerimi yaptım mı-mutlaka ve mutlaka unutulmuş ödev ya da ödevler- iki günlük tatilden sonra hangi çocuk okula gitmek isterdi ki! zaten sabah bir pazar konseri sıkıntısı atlatılmış, öğleyin saatler süren pazar stüdyosunun içinde hangi saatte çıkacağı bile belli olmadığından bütün program izlenerek red kit beklenip dışarıya oynamaya bile çıkılamamış, çıkılsa bile ara ara eve gelip red kitin başlayıp başlamadığına bakıldığından ne çizgi filmden ne de oyundan bir zevk alınabilmiş, haftanın maçları da cabası hadi üç büyükler neyse de diğerleri ömür törpüsü...... işte bu bunaltıların içinde bu piyango dizisi-iyi ki yazdınız adını unutmuşum- pazarın en iyi şeyi ama o da tüm bu fenalık verici şeylerin arasında ancak buruk bir sevinç verebilirdi. evet arkadaşlar dizinin iki kahramanın biri esmer-yanlış hatırlamıyorsam- biri de sarışındı ismini bilmiyorum ama hala filmlerde oynayan ünlü bir oyuncu. aynen sizin de yazdığınız gibi piyangoyu kazanan şanslıların yoksa şanssızların mı -ki onların başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmemiştir- izini sürer mutlaka parayı sahiplerine teslim ederlerdi hatta paranın sahibi ölmüşse mirasçılarını bile bulurlardı acar elemandılar kısacası. velhasıl pazar günlerimin buruk mutluluğuydular. bunu paylaşmış olan herkese selamlar!
|
