benim hatırladığım şekli de şöyleydi: evet gerçekten de ende-tura bir, iki , iç diye ebe sayardı ama, onun her sayışında, arkasındaki güruh ona doğru üçer adım atardı. herkesin adım açıklığı farklı olduğu için, bir süre sonra ebeye doğru farklı mesafelerde yaklaşırdı herkes. kim ilk önce ebeye yaklaşıp da onu ebeleyip geri kaçarsa ve de ebe başlangıç çizgisine kadar kovalayıp onu ebeleyemezse, ebe yine ebe kalırdı. ebelerse, ebelenen ebe olurdu (öff, ebele-hebele-ebelebele... ne bu be?! ebeyle bozdum kafayı...). |