mahalle maçları çocukluğumun en ıstırap dolu maceralı ve eğlenceli hatıraları olarak benliğimde yeretmişlerdir.
bunun birkaç nedenini şöyle açıklayayım .
öncelikle ilkokul 4. sınıfa kadar mahalle maçlarını yapan takıma girme şansım hiç olmamıştır . çelimsiz bir çocuk olduğum için abilerimiz beni bırakın takıma almayı deplasmana gidecek taraftar kafilesine bile dahil etmemişlerdir.bu durumu takıma girebilen çocuk olduğumda biraz,takımın abilerinden biri olduğumda tamamen anlamıştım.size de anlatayım.
mahallemiz - çengelköy bahçelievler mahallesi -pekçok istanbul mahallesi gibi anadolu dan çeşitli nedenlerle göç eden insanların yoğunlukta olduğu bir yerdi . tıpkı deplasmana gittiğimiz hekimbaşı , çamlıktepe mahalleleri gibi. bu sosyal yapı içerisinde hırçın ve kavgacı çocukların çokluğundan dolayı her maç sonunda kavga çıkar , deplasman takımı 5 de devre 10 da biter maçı bir de eskaza kazanmışsa kesin ve bazen fecii dayak yerdi .
mahalle kardeşliği bilincinden dolayı hiçkimse bir diğer kardeşinin yediği dayağa seyirci kalmak istemediğinden , dayak yemesi kesin benim gibi çocukları götürmek istemezdi.maç dönüşlerinde mahallenin kahvede oturan daha büyük abileri tarafından - ki onlar da bu maçları çocukluklarında yaşamıştılar - galip gelen takım yani ekseri biz kahramanlar gibi karşılanır ve elvan gazozlarla ödüllendirilirdik .ekseri kazanırdık çünkü bizde çengelköy spor klübünde oynayan enaz 3 - 4 kişi olurdu. dayak yenen her deplasmandan dönerken yaptığımız rövanş meydan okuması her seferinde onurlu rakiplerimizce ciddiye alınırdı. rakiplerimiz geldiğinde onları şahane bir saha olan okulun bahçesi stadında yener bazen dövüp bazen de özür dileterek gönderirdik .eğer kahve abilerimiz maçı izliyorsa rakiplerimizi dövmemize kesinlikle izin vermezlerdi .buyüzden maç saatini gizli tutmaya çalışırdık ama hep bir boşboğaz arkadaşımız öterdi .
ne günlerdi... |