kesinlikle hatırlıyorum. hatta bunlar daha sonra çıkan silgilerdi. ayrıca bu silgiler farklı renkli olduğundan tükenmez kalem ile yazılanları da silebilecek gibi düşünürdük. bu silgilerden önce ise pelikan silgileri aynı amaç ile taşınıyordu. çünkü öğrencilerin silgiyi bitirme/tüketme gibi alışkanlıkları yoktu. silginin sonu, kaybedilmesi ile gelirdi. dolayısı ile pelikan silgiler (hani şu çok güzel silen, yeşil renkli, paralelkenar dikdörtgen prizması şeklindeki) çivi ile ortadan delinir, aradan iplik geçirilir ve boyna asılırdı. ancak bu uygulamalar bile silgilerin kaybolma gerçeğini değiştirmedi. ya çocuklar boynundan silgiyi çıkarmak suretiyle sildiklerinden silgiler kaybolmaya devam etti, ya da silgiler zamanla yuvarlaşmak suretiyle (paralelkenar pelikanlar için) kullanılmak suretiyle parladılar, ortasındaki deliğin yanlara doğru yarılmasıyla beraber ipten kurtuldular. böylece öğrenci ile kendilerini bağlayan kelepçeden bağımsız hale gelip kaybolma sürecine yeniden yelken açtılar...vay anasını bee... |