yazın okul tatil olur olmaz istanbul dan beni bir aileye emanet edip haydarpaşa dan trene koyar ankara ya ananemlere yollarlardı. 7 yaşında ilk yalnız yolculuğumu yapmıştım. doğduğum ve ilk yıllarımın geçtiği çankayadaki bağ evi (orta ayrancı bağları) her türlü hayvan beslemek için uygundu, zaten kümes hayvanları, kuzu, inek, tay, köpek.. beslerlerdi. önce bana bir tane gurk tavuk bulunurdu, yani gurk - gurk diye dolaşıp kuluçkaya yatmak için yumurta arayan tavuk. 10-12 yumurta üzerine tavuk oturduğu anda 21 günlük geri sayım da başlardı. yani benim civcivlerim çarşıdan alınmaz, yumurtadan benim gözetimimde çıkardı. saatli maarif takviminin koparılan yapraklarını sayar, sepetin yanında yatmaya kalkışırdım. ilk yumurtanın çatlamasındaki heyecanı, ilk sarı minik gaganın delikten görünmesinin güzelliğini anlatamam. birinci rodeyland (rhode island red) civcivim yere bastığında dünyalar benim olurdu. anne tavuk da bana çoktan alıştığı için civcivlere ortaklaşa bakardık. ancak ufak bir sorun olurdu; civciv ilk çıktığında beni görürse annesi sanırdı.civcivleri uzaktan sever mecbur kalmadıkça elime almazdım.... yıllar sonra ananeme neden kuluçka işini bu kadar vazife edindiğini uğraştığını sorduğumda, her ne kadar uslu bir velet isem de bayır çayır koşturup kaybolmak yerine evin önündeki gölgelikte oturmamı istediğini başka çare de bulamadığını, söyledi. |