70 li yıllarda apartmanların tepelerinde demir çubuklar filizlenmeye başlandı. önceleri tek tük gözüküyordu, sonra büyük bir hızla çoğaldılar ve kentin tüm çatı ve teraslarını sarmaşık misali doldurdular. ilk başlarda, henüz tv nin yaygınlaşmadığı o dönemlerde, bir evin çatısında eğer anten varsa o evsahibi için bir övünç kaynağıydı. ama bir de sıkıntısı vardı. çatıdaki anten, tüm mahallenin akşamları toplanacağı adresi de gösteriyordu. ev sahibine rahatlık yoktu yani. kiracılar için de ayrı bir dertti anten. yeni taşındığın apartmanda en uygun yerler hep kapılmış olurdu. upuzun direği bir yere sabitleyinceye kadar akla kara seçilirdi. sonra sık sık tarasa çıkıp, direği sağa sola çevirmek icap ederdi. 1973 yılında ertem eğilmez in yönettiği, kan kanseri kardeşlerinin son günlerini mutlu geçirmesi için bir televizyon bulmaya çalışan iki kardeşi anlatan bir film vardı. “canım kardeşim” adındaki bu filmde tarık akan ve halit akçatepe oynuyordu. o naif dönemin televizyon tutkusunu çok iyi anlatan bir filmdi |