Maziden Kalanlar - Ana Sayfa
Favorilerine Ekle
Ana Sayfa
Son Yazılar
Forum
Diziler
Tv Programları
Radyo Programları
Reklamlar
Çizgi Filmler
Müzikler
Sanatçılar / Ünlüler
Sporcular / Takımlar
Yayınlar
Giysiler / Takılar
Oyuncaklar / Oyunlar
Yiyecekler / İçecekler
Araç ve Gereçler
Diğer Kalanlar
Mazi Testi
Arama Hedesi
Video Galerisi
Resim Galerisi
Hızlı Konu Arama:
Rastgele
Login olmak için Buradan
Üye olmak için Buradan Buyurun
Toplam 13 adet yazı bulunmaktadır...
Sayfa: 1 2 
lunapark
 

millet sanki işi gücü yokmuş gibi her gece lunaparka giderdi.özellikle yaz akşamlarında adım atacak yer bulamazdınız.ozamanlar bir elin parmaklarını geçmeyen yaşımla bende 80 lerin cocugu sayılırım hehalde.
Toplam Puan=0...
portis ( 09.02.2004 )
 
 
eskiden gitmeyi bırakın ben bu yaşımda geçenlerde gittim.bu yetmezmiş gibi bir de o balerin denilen şeye bindim.az daha ölecektim.işte o dakikadan sonra ne lunaparkı görmek istiyorum nede balerini...
Toplam Puan=0...
keskin ( 27.07.2004 )
 
 
lunaparklara her zaman uzaktan baktım. o zamanlar dillerde lunapark kazaları anlatılırdı zincirli salıncakların kopması düşenler vb.. ama herkesin çocukluğunun bi köşesinde vardır bayramlarda falan lunaparka gitmek..birde gondol sallanırken tepesinde pervasızca sigara içen görevliler ayrı bi olaydır beni çok şaşırtır...
Toplam Puan=0...
nyks ( 28.07.2004 )
 
 
aşk trenine daha sonra balerine binip kusardım ihtiyacım yok ama zayıflamak için müthiş bi yöntem
Toplam Puan=0...
cetin55 ( 18.11.2004 )
 
 
annem bizi ve ankaraya anadolu lisesi sınavlarına girmek için gelen bütün çocuk akrabalarımızı sınavdan bir gün önce lunaparka götürürdü. balerinaya ilk binişimizi yengemin gülmekten altına kaçırmasını hiç unutamıyorum. ve bu kadar eğlenceli bir merkezin başkent gibi bir yerde neden bir türlü geliştirilip yenilenmediğini anlayamıyorum.
Toplam Puan=0...
bamgum ( 03.02.2005 )
 
 
ucan salincaklara annemlerden gizli binerdim.. hem de evin yanindaki lunaparkta.. bir de ustelik tek elle tutunmak , uzanip arkadasinin koltugunu yakalamak gibi cilginca seyler yapardim..simdi hayatta binemiyorum.. yas gectikce korkak olunuyor galiba..
Toplam Puan=0...
cember ( 10.02.2005 )
 
 
neler neler yoktu ki lunaparklarda güldüren aynalar,çarpışan arabalar,atlı karınca,gondol,balerin, korku tüneli,tüfekle atış,sigara için halka atılırdı. çocukluğumuzun en büyük eğlencesiydi lunapark ve yaşımız büyüdükçe lunaparklarda kumar oynamayı keşfettik, önce yedi hariç zar atmalar ve daha sonraları çin oyunu başladı, adam zarları sallardı bardağın içinde ve bardağı ters çevirip beklerdi bizde sinek,kupa,taç veya çapadan oluşan seçeneklerden birine parayı yatırırdık bazen üç zarda aynı çıkardı mesela sinek çıktı sen sineğe 50 lira koyduysan üç katı para alırdın bazen kazanırdık ama çoğunlukla kaybederdik. lunaparklar bir nevi kumarhaneydi bizim için...
Toplam Puan=0...
sahaf ( 14.07.2005 )
 
 
lunaparkları hala severim,oyuncaklara korkusuzca binerim fakat gidecek arkadaş bulamıyorum artık :(
Toplam Puan=0...
superisi ( 28.07.2005 )
 
 
80ler de eğlence seçenekleri kısıtlıydı. halkın gideceği, yapacağı kaç şey vardı ki? o zamanlar ankarada ne doğru dürüst bir park ne de ailece gidilecek başka eğlence yerleri vardı. çok hoş anılarım oldu. gençlik parkı lunaparkta. korku mağarası, balerin, dönme dolap, atlı karınca, çarpışan otolar, galaxi,uçan salıncak vs. uçans alıncağın geyiği çok yapılırdı. yok zinciri kopmuş bilmem nerelere kadar adam uçmuş falan. çocukluk ya binmeye korkardık bizde. ailemle yakında ki çay bahçesine oturduğumuzu semaverle çaylar gelirdi. onlardan sipariş ettiğimizi biliyorum. lunapark tek eğlenceydi 80lerde bizim nesil için. gençlik parkına gidiyoruz diyince allaaah dünya benim olurdu. bir de atatürk orman çiftliği işte iki eğlence çocuklar için.en çok da çarpışan otoları severdim. binmemle inmem bir olurdu. süresi çabuk biterdi sinir olurdum. hep içimde ukte kalmıştır doyasıya binememek. gitmeye zamanım olsa mutlaka doyasıya binecem çarpışan otolara.
Toplam Puan=0...
galactica ( 10.08.2005 )
 
 
lunapark denilince aklıma gelen ilk oyunlardan biri langırt tır. .herşeyden önce adı ile orijinalliği vardı. şimdiki mika langırtlar yerine, torna makinesinde üretilmiş ahşap topların kullanıldığı tahta masalar kullanılırdı ve bunlar çok makbuldü. oyuncuların ayakları da demirden olur, üzerlerine hortum geçirilirdi. teke tek, ikiye tek, ikiyi iki oynanır, genellikle partisine maç yapılırdı. (yenilenin ödemesi gibi) bazen de ödetmecesine maç yapılırdı. (yenilen takımın top parasından başka bir de üzerine para vermesi) bazen top gol olduktan sonra kalenin altında kalır, bir daha alınır ve oynanırdı. . top ortada bir yerde kaldığı zaman ise ya kale tarafından ya da ortadan oyun başlatılırdı. ortadan başlatılırken sanki yumurta kırıyormuş gibi top önce masanın kenarına vurulur ve içeri atılırdı. kenardan başlatılırken ise, top kalecinin bulunduğu demirin üstüne köşeye konulurdu. ileri üçlüden çekip vurarak en çok atılan gollerdendi. ama geriden gol atmak, özellikle kaleciden atmak çok zevkli idi. geriden şut çekerken orta saha ve forveti tutan ortak ayaklarını kaldırırdı. özellikle gol atarken hızlı vurulur, tahtanın çıkardığı ses çok hoş gelirdi. ayrıca top kaleden girdikten sonra, alttan masanın altına kadar yuvarlanması ve orada birikmiş olan diğer tahta toplara çarpması çok eğlenceli olurdu. bazen o kadar hızlı vurulurdu ki top kaleye girer ama içeri düşmeden oyuna geri dönerdi.oynamayı bilmeyen oyuncular genelde fırfır yaparlar, çoğunlukla da kendi kalelerine gol atarlardı. bir usta ise asla fırfır yapmaz, bilek gücü ile oynar hatta sol elinden sağ eline, sağ elinden sol eline pas atarlardı. toplar hep tek olur (9 ya da 11) ve kazanan belli olurdu. takımlar denk ise maçlar genellikle 4-4 olur ve nihayetinde 5-4 sonuçlanır, uzun süren maçlar yoğun bir konsentrasyon ve sabır gerektirirdi. hatta sapları öyle bir tutardınız ki terden tahta sap sırılsıklam olurdu. bazı maçlar o kadar zevkli olurdu ki etrafınıza kalabalık toplanır, sanki sahada gerçekten maç edermiş gibi hissederdiniz. genelde lunaparkların içinde atarilerin, kumar tezgahlarının bulunduğu kapalı salonlarda bulunan langırt masalarının dışı da formika ile kaplı olurdu. bayram günlerinde ise tüm masalar dolu olur ve elinizde kase ile boş masa beklerdiniz. bazen de boş bir günde gittiğinizde, tüm masalar müsait olmasına rağmen hoşlandığınız masanın hoşlandığınız tarafına geçerek bir nevi uğur denerdiniz. bazen de oynarken tuttuğunuz sap çıkar, topları veren lunaparkçı gelir araya bez sıkıştırarak kolu yapardı. lunaparkçının çok top birikinen masaların altındaki kilidi açarak topları bir kovaya boşaltmasını izlemek bile çok zevkli olurdu. böyle durumlarda tahta toplar hep birbirleri ile ve yağlı demirler ile temas ettiğinden üstleri siyah renk alır, oyun bittikten sonra elleriniz, hele bir de terinizi veya burnunuzu silmişseniz suratınız da apaçilere döner, maç bitince farkına varırdınız. şimdiki lunaparklardan birer ikişer kaybolan eski langırt masaları özlüyor tüm eski langırt ustalarına selamlar yolluyorum...
Toplam Puan=0...
nostalji ( 11.08.2005 )
 
 
Sayfa: 1 2 
Yazı ekleme fasilitemiz kaldırılmıştır. Lütfen Yeni açılan forum bölümünden devam ediniz. Teşekkürler.
 
Bu sitede yer alan her şeyin tüm haklar www.Anilarim.Net'e tüm sorumluluğu yazanlara aittir. "Muhohoha şu çok komikmiş hemen kopyalayıp millete mailliyim demeniz elbette hakkınız ancak lütfen mailin altına bi kaynak gösterin de biz de yolumuzu bulalım.