yazın uludağ da bir otelin discosuna annem,babam,mustafa amcam,türkan yengem,kuzenim ömer ile birlikte 5,10 dakikalığa içeri girip içerisini gezerken sesi ağzına kadar açılmış bir müzikle babam ve mustafa amcamın discoda kimseler yokken yaptıkları figürlere çok gülmüştüm,hayatımda ilk defa discoya bu şekilde girmiştim,gece hayatını ve gürültülü patırtılı çok kalabalık yerleri seven bir insan değilim bu yüzden de discoya hiç gitmedim eğer bu uludağdaki otelin discosuna 5,10 dakikalığına içerisini gezmeyi saymazsak. istanbulda eski oturduğum mahallemizin sokağına tarihi hodri meydan tiyatro salonunun yerine airport diye bir discoteyin açılmasından hiç hoşlanmamıştım,insanların yaşam tarzlarına,eğlence anlayışlarına saygı duyuyorum tabii ki ancak insan karşı taraftanda aynı saygısı bekliyor,daracık sokağımızda hafta sonları kendi evimin önüne bile arabamıza yer bulamıyorduk,içkili insanlar çıkıp daracık sokağımızda çok süratli arabalarını kullanıyordu,zaten mahallemizden ilk defa taşınmaya o distetek açıldıktan sonra karar vermiştik,disco ile hatırladığım tek anım bu,hayatımda hiçbir önemli yer işgal etmeyen müzik diye bence gürültünün olduğu bir yer olarak kaldı disco aklımda hep.
saygılarımla |